25 Eylül 2015 Cuma

Ah şu güvercinler

Yeni şehre taşınmamızdan birkaç gün sonra yavruyu parka götürdüm. Götürdüm diyorum ama bilinç düzeyim yaşadığım şoktan dolayı kapalıydı.Kesik kesik hatırlıyorum. Neyse gittik parka salıncak,kaydırak,tahteravalli derken yavru kendini parka kaptırdı. Sağa sola baktım,parktaki herkesi inceledim derken orada bir güvercin topluluğu gördüm. Ne güzel kuş gibi uçsak adlı saçma geyiğe dalmışken gözüme erkek olduğunu düşündüğüm bir güvercin ilişti. Kuyruğunu açmış,kabarmış bazı güvercinlere dans ederek kur yapıyordu. Biri olmazsa diğeri ' aaaa dedim erkek milleti işte!'
Derken benim gibi hafif safça bir güvercini kandırdı,yazık saf güvercin onu takip ederek onunla gitti. Kim bilir ne umutları vardı! Birlikte uzak diyarlara uçacaklarını,birlikte yaşlanıp tüyleri beyazlaşana kadar birlikte olacaklarını düşünüyordu.Ama bizim çapkın güvercin ne yaptı dersiniz o kandırdığı saf güvercin yanına gelince kısa bir süre sonra ' Kusura bakma,aile olma sorumluluğu bana ağır geldi. Senden sıkıldım ' diyerek ortamdan pırrr diye uzaklaştı ve başka bir saf güvercin bulmak üzere uçtu.O an o geride kalan güvercini teselli etmek istedim.Kıyamam,sen buna bakma ,erkek değil mi insan olsun hayvan olsun hepsi aynı demek istedim. Ben seni anlıyorum deyip tam boynuna sarılacaktım ki,benim yavrunun 'anneeeeee,dondurma al' deyişiyle gerçek dünyaya döndüm. 

Aklım hala güvercinde...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder