Kübizm olsun,dadaizm olsun,sürrealizm olsun,pop-art olsun,happening ve kavramsal sanat tadında bir yazdı. Her şeyden bir parça vardı .
Aslında hayat sanat gibi, tadımlık olarak veriyor her şeyi .
Neresinden tuttuğun,hangi pencereden bakmayı ve neyi görmek istediğinle alakalı.
Geçen sene bu bloğu açmama sebep olan o bitmeyeceğine inandığım acı bitti,ufak bir sızı kaldı sadece. Kendimimi kandırıyorum diye bayağı yokladım ama yok yani,gerçekten bitmiş.
Kolay mıydı? Asla!
Acıttı mı? Çooookkkkk...
Teğet geçmedi,tam merkezden geçti,ama geçti...
Hayata bambaşka bakmamı sağladı bu durum. Kendimi tanıdım,hayatla yüz yüze geldim,insanları tanıdım,zaman kavramının anlamını öğrendim. Bana kattığı çok şey oldu.
Hani sanat akımı deyince rönesans gelir ilk akla,ya da realizm ya da romantizm. Ama anladım ki bambaşka çok daha değişken ve kendimizi bulacağımız kalıplar arasına sığmayan ve sınırlandırılmayan başka akımlar da varmış.
Bırakalım artık evli anne,boşanmış anne, yalnız anne,kavramlarını. Kendime de diyorum bunu,annesin ya sen anne,medeni durumun anneliğinin başına gelebilecek bir ek değil.
Sen anneysen çocuğunla ailesin, reklamlardaki anne,baba,çocuk kalıbına girmek zorunda değilsin. Başka bir akımsın sen,bırak kendini onlarla kıyaslamayı.
Onlar romantizmse sen kübizmsin,her şey olması gerektiği gibi değildir senin hayatında. Daha yaratıcısınndır,daha cesursundur,daha farklı bir bakış açısıyla bakarsın hayata.
Yenilik lazım,değişim lazım.
Acıysa çek,iliklerine kadar hisset acıyı,ağlamaktan gözlerin kanasın. Acısın,ağla ağla bitsin. Gözyaşlarını sil,yüzünü yıka ve güneşe dön yüzünü.
"Bitmeyen bir şey sonsuza kadar uzar" diye yazmıştı çok sevdiğim bir yazar. İşte o acı bitsin ki uzamasın,yeniden doğabilmek acıları unutabilmek için tüketmek bitirmek gerekiyor.
Bırakın acı aksın,gitsin,içinizdeki rengarenk boyaları karıştırın. Her şey göründüğü gibi olmak zorunda değil,kendi sanatınızı kendi renginizi kendiniz yaratın...
Modern sanat da gerçekten çok güzel :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder