30 Mayıs 2016 Pazartesi

Medusa


Medusa, Yunan mitolojisinde gözlerine bakanı taşa çevirdiğine inanılan yılan saçlı,keskin dişli,çirkin dişi canavar.

Medusa,böyle doğmamıştır. Bir ölümlü olarak dünyaya gelen güzeller güzeli Medusa, kendisine aşık olan Posedion tarafından Athena  tapınağına kaçırılmıştır. Bunun üzerine Athena kıskançlık krizine girmiş ve güzeller güzeli Medusa'yı saçları yılan,sivri dişli, gözlerine bakanı taşa çeviren bir canavar haline getirmiştir.

Medusa da bu yaşadığı haksızlıktan dolayı, içinde kalan iyiliği tamamen unutmuş ve  ruhen de bir canavara dönüşmüştür.

Medusa isteyerek dönüşmemiştir, dönüştürülmüştür.

Hepimiz iyi kötü şeyler yaşıyor ve bazen isteyerek bazen de istemeden dönüşüyoruz. Şekil değiştiriyoruz,dönüştürülüyoruz.

Ama...

Neye dönüştüğümüz çok önemli. Haksızlığa uğradım derken haksızlık yapmak, özgürlük beklerken kısıtlanmak,suçu hep başkalarında aramak da bir bakıma Medusa'ya benzemeyi andırıyor.

Kimimiz maddi ya da manevi ağzımızda altın kaşıkla doğduk, kimimiz doğmadık. İyi ya da kötü birini sevdik,evlendik. Hatta o kadar sevdik ki çocuk sahibi olduk. Evliliklerimiz bazı sebeplerden dolayı bitti. Ama biten evlilik,hayat değil. Kimimizde artı bonus var,evlat var. Biz hala o eski biziz,birinin dostu,birinin komşusu,birinin kızı,birinin kardeşi,birinin eski aşkı.

Biz hala biziz, sadece anne değiliz. Ya da sadece evli,boşanmış,bekar,yalnız kadın değiliz kadınız.

Biz bir bütünüz bunlarsa sadece parçalarımızdan bir kaçı.


16 Mayıs 2016 Pazartesi

Picasso


Orijinal adı "Girl Before a Mirror" olan Picasso'nun bu tablosu kübizmi en iyi ifade eden eserlerden biridir.

Resmin kahramanının Picasso'nun 30'lu yıllardaki sevgilisi Marie-Therese Walter olduğu düşünülmektedir. Picasso genç kadının ayna karşısında zamanla oluşacak fiziksel ve ruhsal dönüşümünü resmetmiştir.

Bu sanat akımlarından kübizme örnektir.  Picasso'nun "Hayal edebileceğiniz her şey gerçek" sözü de bu akımı özetler niteliktedir.

Ben en çok kübizmi severim.

Kübizm hayatın ve sanatın olması gerektiğinin dışında da olabileceğini söyler.

Aslında öyle olmalı,farklılıkları ayrıştırmak yerine kaynaştırmalı.

Toplum için de geçerli olmalı bu,evli ya da boşanmış anne annedir,kadınsa kadın. O kadını tanımlamaz sadece medeni halinin teferruatıdır. Evliysen de bekarsan da kuş kondurmazlar ne sana,ne bana ne de çocuklarımıza.

Farklılıklarla çeşitlendirip, normal denilen kalıbın dışına çıkabilsek çok daha farklı bakabileceğiz hayata olaylara hatta kişilere.



11 Mayıs 2016 Çarşamba

Kara Murat Benim!!


Evet,bugün bahsetmek istediğim durum benim tabirimle "kara murat sendromu".

Hayat  denen şey çok sürprizli olduğu için her an bize "nanik" yapmaya hazırdır. Hepimiz iyi kötü şeyler yaşayarak hayatımıza devam ederiz. Bazen güler geçeriz.Bazen sendeleriz,düşeriz,hatta dibi görürüz sonra ayağımızı yere vurup bir kuvvet yukarı çıkarız. Süreç böyle işler.

Yani böyle işlemeli. Ama biz milletçe biraz arabesk olduğumuz için, tam ayağa kalkmışken kendi kendimizi tekrar dibe çekeriz. Hatta bundan zevk alırız.

Geçmişi geçmişte bırakamama ve "kara murat sendromu" da tam burada ortaya çıkar. Birinin yaşadığı tanıdık bir acıda ya da durumda okları hemen kendimiz çevirir "bende,bende aynen!!" demeye başlarız. Aslında o yara kapanmıştır,kabuk bağlamıştır. Ama biz bilmem kaç sene öncesine dönüp o yarayı kendimiz kanatırız.

Burda suçlu olan kimdir,zamanında bunu bize yaşatanın tabi ki payı büyüktür ama en başa dönen aynı acıyı kendimize hatırlatan bizim hiç mi suçumuz yoktur.


Ben diyorum ki,yeteri kadar Kara Murat olduk artık Raga Oktay olma zamanı :)

2 Mayıs 2016 Pazartesi

SHE-RA


She-ra benim çocukluk kahramanlarımdan biri. He-man in kuzeniydi galiba,iyilik savaşçısı. Zeynanın ablası sayılır :)

Şaka bir yana, hepimiz savaşçı prensesleriz. Böyle olmak ister miydik tam olarak bilemiyorum ama pes etmeme ve inadına mücadele etme konusunda bence oldukça iyiyiz.

Öyle  "oooo aşkitom bilmiyorum", "yapamam" ,"ben anlamam", "sen daha iyisini bilirsin" deme yeteneklerimiz olmadığı için ve üç maymun olmadığımız için savaşıyoruz.

İyi ki hayatımız,düşüncelerimiz ,hayallerimiz uğruna savaşıyoruz. Yaşadığımız her şey bize ait ,o hayaller bizim, o umutlar, o acılar . Hepsi bize ait.

İnsanın hayatının kendi kontrolünde olması ne güzel şeymiş.

 Ağa da biziz paşa da...