Yavru 4 yaşa yaklaşıyor.Kreşe başladı,fena gitmiyoruz. Babayı sormalar,ağlama krizleri bitti. Sanırım yaşında verdiği etkiyle ufak sorgulamalar başladı.Günde 1500 yakın soru soruyor. Dün gece uykudan önce sohbet ediyoruz:
-Anne gökyüzü bize uzak mı,yakın mı?
-Uzak bebeğim.
-Peki Aydede?
-O da uzak. Çok yüksekte.
-Sen bana yakın mısın?
-Evet bebeğim bak yanı başındayım,seni çok seviyorum.
Kocaman bir öpücük.
-Peki anne babam bana uzak mı?
-Evet annecim,baban başka bir şehirde yaşıyor. O şehir buraya uzak.
-Peki anne babam da beni seviyor mu? Uzaktan sevilir mi?
Önce gözlerin yaşarması,boğazda düğümlenme. Seste titreme,ama kendini toplamaya çalışarak cevap verme çabası.
-Tabi ki seviyor annecim,mesela sen zürafaları,filleri,kaplanları seviyorsun ama onlar da uzakta. Sevmek için yakınında olmaya gerek yoktur bebeğim.
-Anneeeee,ben atları da çok seviyorum.
Ve oradan konu hangi hayvanı daha çok sevdiğine geçti.
O kadar masum ki,o kadar saf. Ona verdiğim cevap bana yeterli gelmedi. Gerçekten uzaktan da sevilir mi? Bir baba çocuğunu sevse uzak kalmayı tercih eder mi,bilemedim...
İçim burkuldu.
YanıtlaSilEminim babasının da burkuluyordur, özlüyordur. Dünya'nın en masum, en tatlı şeyi nasıl özlenmez ki?
Demi. Umarım özlüyordur,gerçi bunun için kalp lazım ama ondan sadece kan pompalamaya yarayan bir organ olarak var. Bu da onun eksikliği,hiç dolduramayacağı boşluğu. İyi ki kalbimiz var :) Arada acısa da iyi ki var.
Sil