Bizim aklımıza tdk daki şu tanım gelir :Kişinin yerine kullanılan zamir, şahıs zamiri
"Ben, sen, o, biz, siz, onlar."
Öyle insanlar vardır ki kişi zamiri sadece "ben" dir. Tanıdık geldi değil mi :) O kişiler karşınızda "ben,ben,ben,ben,ben,ben" dedikçe siz de "ben,sen,sen,sen,sen,sen" demeye başlarsınız.
Bu kişiler tüm enerjinizi,yaşama sevincinizi,umutlarınızı,sevginizi,neşenizi sömürürler. Sizin yaptığınız espiriyi bile sahiplenir,yaratıcı bulunan fikirlerinizi bile kendininmiş gibi başkalarına anlatırlar.
Bir süre sonra öğrenilmiş çaresizlikten mi yoksa cam tavan sendromundan mıdır bilinmez,siz bu duruma alışırsınız. Başkalarının gözüne batan sizin için önemsizdir. Binbir bahane bulur onu haklı çıkarmaya çalışırsınız.
Güzel bir ağaçken,yavaş yavaş kurumaya başlarsınız . Hastasınızdır ama haberiniz yoktur.Her olay bir tomurcuğu daha kurutur,hastalık tüm ağaca yayılmıştır. Böyle kuruyup gideceğim herhalde derken...
Bir şey olur,bir güç sizi kendinize getirir. O kuruyan dalları keser,acır hem de çok. Tüm dalları kesilmiş bir ağaç gibi çaresiz ve yalnız hissedersiniz kendinizi. Tam da o an kış gelir,üstünüze kar yağar. Acınız daha da artar,üşürsünüz,korkarsınız.
Sonra birden gökyüzünden güneş sizi selamlar.Bahar gelmiştir,tüm karlar erir.Eriyen karlar tüm kalan hastalığı da temizlemiştir.Birden kendinize bakarsınız ki kopan o dalların yerine yeni tomurcuklar çıkmış.
Çok daha sağlam,çok daha sağlıklı...
Ve dersiniz ki ; "ben,ben,ben,ben,ben,ben" değil bence artık "eben" ;)